Washington Post gazetesi, kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Brüksel’de 20 Aralık Çarşamba günü, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Avrupalı önderleri ve Vladimir Zelenskiy’le gerçekleştirdiği toplantı sırasında, Ukrayna’ya Avrupalı askerlerin yerleştirilmesi olasılığının ele alındığını yazdı.
ABD’nin seçilen Başkanı Donald Trump’ın da geçtiğimiz günlerde Paris’te Zelenskiy ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la görüşme sırasında bu fikri öğrendiği aktarılan haberde, görüşmelere katılan yetkililerin, bu mevzudaki müzakerelerin şimdi erken evrede olduğunu lisana getirdiğini bildirdiği aktarıldı.
Adı açıklanmayan bir kaynak, “Çalışma konseptine nazaran bir küme Avrupa ülkesi ateşkesi korumak ve Rusya için caydırıcı olmak üzere bir askeri güç oluşturacak… Bu türlü bir güç NATO bayrağı altında toplanamazdı zira bu ittifak üyeleri ortasında uzlaşma gerektirecekti ve Rusya için istenmeyen bir adım olarak görülüyordu” ifadesini kullandı.
Fransa lideri Macron’un teşvik ettiği bu fikrin İngiltere, Baltık ve İskandinav ülkelerinin ilgisini çektiğini yazan gazete, hangi ülkelerin askeri işçi göndereceği ve ne kadarını göndermeye istekli oldukları meçhul olduğuna dikkat çekti.
Avrupalı önderler için büyük bir barış gücü göndermenin, iç dayanak ve askeri kaynak gerektireceğini kaydedilirken ismi açıklanmayan uzmanlar, “etkileyici bir askeri güç” için on binlerce askeri çalışana muhtaçlık duyulacağını lisana getirdi.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan ve ismi açıklanmayan kaynaklar da Trump’ın Ukrayna’ya asker gönderme fikriyle ilgilendiğini söyledi. Lakin bu fikrin, seçilmiş liderin siyasetlerini şekillendirdiği bir devirde yeni ABD idaresinin güzeline gidip gitmeyeceğini söylemenin güç olduğu belirtildi. Gazete, Avrupalı önderlerin, NATO üyeliği sorunu tahlile kavuşturulmamışken Kiev’e güvenlik garantisi sağlamak için asker göndermeyi bir seçenek olarak gördüklerini de ekledi.
Daha evvel Polonya Başbakanı Donald Tusk gazetecilere yaptığı açıklamada, NATO önderlerinin Brüksel’deki son toplantısında Ukrayna’ya NATO birliklerinin gönderilmesinin gündeme bile gelmediğini söylemişti.
Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR), Batı’nın Ukrayna’nın savaş kabiliyetini tekrar tesis etmek için ülkeye yaklaşık100 bin kişilik bir kelamda ‘barışı gücü’ konuşlandırmayı planladığını belirtmişti. SVR bunun Ukrayna’nın fiili işgaline dönüşeceğini savunmuştu.
Kremlin, barış gücü birliklerinin konuşlandırılmasının lakin çatışmanın ilgili taraflarının isteğiyle mümkün olabileceğini belirtmişti. Rusya Dışişleri Bakanlığı ise, Batı’nın Ukrayna’ya ‘barış gücü’ gönderme planlarının provokatif olduğunu ve Batılı ülkelerin Moskova ile çatışmayı daha da derinleştirme niyetini ortaya koyduğunu vurgulamıştı.
Eski Pentagon danışmanı: En süratli tahlil Ukrayna’ya yardımı kesmek
Eski ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) danışmanı Emekli Albay Douglas Macgregor, Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirmenin en süratli yolunun, tüm Amerikalıların Ukrayna topraklarından çekilmesi ve Kiev’e verilen askeri yardımın kesilmesi olduğunu kaydetti.
Judging Freedom isimli YouTube kanalına konuşan Macgregor, “Bu savaşı sona erdirmenin en süratli yolu, öncelikle tüm askeri yardımların kesilmesi. İkinci olarak, üniformalı ya da üniformasız tüm Amerikalılar Ukrayna’dan çekilmeli” biçiminde konuştu.
Amerikan dayanağı olmadan Ukrayna ordusunun çatışacak gücü olmayacağını kaydeden Macgregor, Washington’un yardımı kesmesinin Moskova ve Kiev ortasında müzakerelerin yolunu açacağını belirtti.
Putin: Süreksiz ateşkese değil, garantiler içeren uzun vadeli mutabakata ihtiyacımız var
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 19 Aralık Çarşamba günü düzenlenen ‘Yılın Özeti’ programı sırasında, müzakereler için ön şartlarının olmadığını kaydetti. Ukrayna’daki başkanlık seçimlerini kazanması durumunda Vladimir Zelenskiy’le de görüşmeye hazır olduklarını belirten Putin, Rusya’nın süreksiz bir ateşkese değil, kendisi ve vatandaşları için teminatlar içeren uzun vadeli bir barışa gereksinimi olduğunu vurgulamıştı.