Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Okullarımızın tamamını internete açtık, tamamında akıllı tahtalar var. CHP’liler beğenmiyorlar, itiraz ediyorlar fakat onların görmediğini Birleşmiş Milletler, OECD gördü. Diyor ki ‘Dünyada sınıflarının tamamında akıllı tahta olan tek ülke Türkiye’, bunu Birleşmiş Milletler diyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın 2002’den bu yana ülkeye kazandırdıklarından bahseden Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
2002’den itibaren Türkiye’ye, Türkiye Cumhuriyeti’ne 80 yıl boyunca yapılandan çok daha fazla hizmet eden, yapılandan çok daha demokratik özgürlükler, temel hak ve hürriyetler alanında çığır açan bir lideri bekliyoruz. Ben akademisyen ve bürokratken de dünyanın birçok ülkesine gittim. 1990’lı yılların sonunda gittiğimizde, dünyanın her tarafında bize üçüncü dünya ülkesinden gelmiş bir akademisyen muamelesi çekiliyordu. 2005-2007’li yıllarda dünyanın neresine gidersek gidelim ‘Türkiye bu işi nasıl başardı, gelin bize de öğretin ve gösterin.’ diyen bir ülkenin mensubuyuz ve bunu bize sağlayan kişi Sayın Cumhurbaşkanı’mız.
Tekin, ülkede her alanda ihtilal niteliğinde çalışmaların yapıldığını vurgulayarak, kendi alanı olan eğitimde gelinen noktayı anlattı.
‘Çocuklarımız 70-80 kişilik sınıflara mahkum edildi’
Erzurum’da 20 yılda, 80 yılda yapılan kadar derslik yaptıklarını lisana getiren Tekin, şöyle devam etti:
Türkiye’nin ekonomik manada bu kadar dersliğe gücü yetiyor ise niçin 80 yılda yapılmadı da bizim çocuklarımız 70-80 kişilik sınıflara mahkum edildi? Neden yapılmadı? Bu soruları muhalefet partilerine soruyoruz. Bugünlerde mecliste bütçe görüşmeleri var, tekrar bunlar çok gündeme geliyor. Geçtiğimiz günde de plan bütçede bu soruyu CHP’li milletvekilleriyle tartıştık. Diyorlar ki ‘Eğitime ayrılan hisse az, sizden evvel daha fazla hisse ayırıyorduk.’ Ben de şu soruyu sorum, ‘Madem bizden evvel daha fazla hisse ayırıyordunuz, niçin bu ülkenin çocukları sobalı sınıflarda.’ Ben bunu söylemiyorum, periyodun şartlarını anlatan öğretmenlerimizin mektupları var. Merhum Ecevit Başbakan iken 2002’de bir proje başlatmış ve Cumhuriyet’in 100. yılına mektup yazalım. Öğretmen arkadaşlar da yazmış. Cumhuriyet’in 100. yılındaki Milli Eğitim Bakanı olmayı Allah bana nasip etti. O mektupları okudum. Öğretmenlerimiz ‘Acaba biz 35-40 kişilik sınıflarda bir gün ders anlatabilecek miyiz? Sanki biz sınıflarında soba olan, okulların içerisinde tuvaleti olan, çocukların elini yüzünü yıkayabileceği bir çeşme olan bir okulda ders anlatabilecek miyiz?’ diyor. Bunu 2002’de diyor. Şu anda bizler o denli okullar yapıyoruz ki inşaat kalitesi prestijiyle birinci sınıf okullar yapıyoruz.
‘CHP’liler beğenmiyorlar, itiraz ediyorlar ancak onların görmediğini Birleşmiş Milletler, OECD gördü’
Okullardaki teknolojik yatırımlardan bahseden Tekin, şunları kaydetti:
Okullarımızın tamamını internete açtık, tamamında akıllı tahtalar var. CHP’liler beğenmiyorlar, itiraz ediyorlar lakin onların görmediğini Birleşmiş Milletler, OECD gördü. Diyor ki ‘Dünyada sınıflarının tamamında akıllı tahta olan tek ülke Türkiye’, bunu Birleşmiş Milletler diyor. Kâfi mi? Sayın Cumhurbaşkanı’mız diyor ki ‘Yetmez.’ Dünya standardını yakaladık, onun da üstüne çıkmak zorundayız. Onun da üstüne çıkmak için efor sarf ediyoruz. Artık ne yapıyoruz, artık de eğitimin içeriğine girdik. Bu ülkenin çocuklarının, bu ülkenin bedellerine sahip çıkabilmesi için bu ülkenin çocuklarının, Erzurumlu çocukların Erzurum’un kıymetlerine sahip olabilmesi ve gelecek jenerasyonlara aksettirebilmesi için müfredatlarımızı değiştirdik. Değiştirdik ancak CHP’liler bundan da memnun olmadılar. Onlara ‘Bizim çocuklarımız atalarına, dedelerine sahip çıksın diye müfredatı değiştirdik, buna mı karşı çıkıyorsunuz?’ diye soruyorum, karşılık yok. Ben diyorum ki bu ülkenin çocukları bu ülkeye hizmet etme aşkıyla büyüsün, bedellerine sahip çıksın diye müfredatı değiştirdik. Buna mı karşı çıkıyorsunuz, neye karşı çıkıyorsunuz söyleyin o vakit. Söyledikleri bir şey yok. Geçenlerde CHP ile öteki bir tartışmanın içerisinde girdik. CHP, beni eleştiriyor, benim yaptığım şeyleri eleştiriyor.